|
Uzun zamandır RPG oyunları oynarım, AD&D den Diablo'suna kadar geniş bir yelpazede safkan bir "role playing" tecrübesinden "action rpg"ye kadar her türden bir kaç oyunu oynadım, Neverwinter Nights'a aşık oldum vs,vs,vs... Yine de şunu itiraf etmem gerekiyor ki, safkan RPG'lerden daha çok action yada Hack'n Slash denen türü sevmişimdir; belki de zamanında fazlaca Final Fight oynadığım için, iki tür arasındaki oyun dinamiklerini birbirne daha yakın bulmamdan ötürü Hack'n Slash'i tercih ettim, doğrudan bir action yerine RPG tercih etmemin sebebiyse herhalde içindeki fantastik öğelerden olsa gerek.
Loki de, benim RPG "ithiyaçlarımı" karşılayacak kadar iyi bir oyun doğrusu. Oyun arkaplan olarak, İzlanda'dan Norveç'e kadar giden bir "Kuzey Avrupa Mitolojisi"ni, Mısır-Yunan eksenindeki bir Akdeniz Mitolojisiyle birleştirmeyi uygun görmüş. Seçtiği yol gerçekten masalsı hikayeler anlatmaya uygun bir yol. Bununla birlkte hem bu türde, hem başka tür oyunlarda hem de edebiyattan sinemaya olsun fantastik temalı sanat eserlerinde o kadar çok kullanıldı ki, bir orijinallik sunmasını beklemek sanki fazla iyimserlikmiş gibi gelebilir.
Loki farkını burada ortaya çıkarıyor. Oyun, bir Norveç efsanesinden, daha doğrusu bir İskandinav efsanesinden yola çıkıyor. Oyunu adını veren Loki, kötü tanrılara hizmet eden şeytanlardan birisidir, daha doğrusu öylesine "pislik" bir yarı-tanrıdır ki, tanrıların kralı Odin'e her türlü dalkavukluğu yapıp mahiyetine girdikten sonra, türlü entrikalarla tanrı Hodr'i, Odin'in oğlu Balder'i öldürmeye ikna etmiştir. Bu suikastten sonra Loki Odin'in mahiyetinden çıkarılıp dünyanın derinliklerindeki mağralara sürgün edilir ama Loki'nin "pislik" yapısını zerre yavaşlatmaz bu sürgün. Cidden, çok pis bir tanrıdır Loki (yazarken bile midem bulandı, o derece :p)
Oyunun temel yapısı, türlü MMORPG'de denen, artık gerek WOW olsun gerekse de Silkroad olsun, bir çok RPG oyununda kullanılan klasik action-RPG yapısıyla aynı. Ortalama bir RPG oyuncusu, oyunu hiç yadırgamadan oynayacaktır. Arayüze uyumsağlamk oldukça kolay, ekranda karşımıza çıkan nesnelerle etkileşime girmek için tıklamak yetiyor, NPC'lerin hangisinin ne işle uğraştığını kılığından kıyafetinden anlamakta zorlananlar adları zaten üstlerinde yazıyor. Kısacası oyuna hemen uyum sağlayıp hikayeye atılmak için her türlü kolaylık sağlanmış.
Hikayemiz ise, tanrı Lokinin efsanesine pararlellik oluşturacak biçimde şekileniyor. Seçtiğimiz karakter sınıfına göre anlıyoruz ki ozu dumana katan çölün ortasında, güneşli ege sahillerinde, nemli yağmur ormanlarında yada kuzey buz denizi kenarındaki viking köylerinde işler öyle çok karışmış ki, sonradan iyice anlayacağımız üzere, biz bir şeyler yapmazsak tanrılar aleminin bütün "pislik tanrıları" bir araya gelip el birliğiyle dünyayı bize yaşanmaz hale getirecek. Aynı anda hikayenin dört farkl odağında, dört farklı kötü tanrının şeytanca planlarına karşı hareket etmek zorundayız. Bunun için de türlü maceralara atılıp önümüze çıkan canavarları yenmeli, görevimizi yerine getirmek için başarmak zorunda olduğumuz işleri tamamlamalı ve şeytana karşı işbirliği yapacağımız bir "iyiler ordusu" kurmak zorundayız. Hikaye her ne kadar sradan gibi görünse de, daha çok "action" a dayalı bir oyun türü olan Hack'n Slash için, hikaye sadece karakterimizi nasıl şekillendireceğimizi sınırlayan bir fondur, oyunun asıl eğlencesi yaratıkları öldürmek ve maceradan macraya koşarken türlü türlü büyüler silahlar ve itemlar aracılığıyla güçlü bir karakter/kahraman yaratmaktır.
|
|
|