|
FIFA serisinin son oyunu FIFA 2002 sonunda piyasada. FIFA fanatiklerinin uzun zamandır sabırsızlıkla beklediği oyun acaba bu bekleyişlere değdi mi? Bu soruyu okumaya başladığınız bu incelemede yanıtlamaya çalışacağız. PC’de rakipsiz olan FIFA için ne yazık ki aynı şeyi PlayStation’da söylemek mümkün değil. Serinin önceki oyunları, ISS yani nam-ı diğer Winning Eleven’dan maalesef daha iyi olmayı başaramamıştı. Oyunun artı ve eksilerine geçmeden önce genel bir inceleme yapmakta yarar var.
FIFA 2002 akıllıca hazırlanmış bir demoyla başlıyor. Demonun içeriği kadar kalitesi iyi olmasa da izleyenlere hoş birkaç dakika yaşattığını söyleyebiliriz. Demonun en güzel yanı ise içinde Milan, Arsenal, Inter, Real Madrid gibi birçok ünlü dünya takımının formalarının yanında Galatasaray formasını da görmek. Demoda birçok kez görünen Galatasaray’lı futbolcu modelleri bir Galatasaray’lı olarak gerçekten göğsümü kabarttı. Ve demo Thierry Henry’nin attığı müthiş serbest vuruş golüyle sona eriyor. Henry bu golün aynısını geçtiğimiz günlerde Juventus’a kazanılan bir serbest vuruşun ardından attı. Bu arada demoyu izleyemeyenler oyunun ekran görüntülerinde Galatasaray’ın yer aldığı sahneleri görebilirler benden hatırlatması.
FIFA 2002’yi ilk açtığımızda karşımıza “Play Now”, “Game Modes”, “Options” ve “Inside EA Sports” menüleri geliyor. “Play Now” seçeneği ile hemen iki takım seçip oyuna başlayabiliyoruz. “Options” menüsünden oyunun ayarlarını yapabilir, “Inside EA Sports” menüsünden ise diğer 2002 serisi spor oyunları hakkında bir demo izleyebilirsiniz. Ama esas heyecan “Game Modes” menüsü altına gizlenmiş. Buradan UEFA ve Şampiyonlar Ligi’ne katılabilir, gözde bir Avrupa ülkesinin liginde şampiyonluk kovalayabilir, kendi turnuvanızı hayallerinize göre şekillendirip oynayabilir veya bir milli takım seçip o ülkeyle Dünya kupası elemelerinde zorlu maçlar yaparak finallere gidebilirsiniz. Bu kadar bol seçenek FIFA 2002’yi daha uzun süre oynanabilir hale getiren etkenlerin başında geliyor.
Oyunun geneli yukarıda da bahsettiğim gibi alışılagelmiş FIFA konseptinin üzerine kurulmuş. Daha önceki FIFA’larda karşılaştığımız neredeyse her şey FIFA 2002’de mevcut. Hal böyle olunca FIFA’nın hala kabuğunu yırtamamış olması oyunun en büyük handikabı haline geliyor. FIFA 2001’de ne gördüyseniz aynısını 2002’de tekrar görmek birçok oyuncuyu artık tatmin etmiyor. Menülerin ve oyun kurgusunun aynı olması birçok oyuncuyu “FIFA 2002’yi alsam mı? Almasam mı?” ikilemine sürüklüyor. Tabi tüm bunlar bir eksi gibi gözükse de azımsanamayacak kadar büyük bir FIFA fanatik kitlesi de oyunun böyle olmasından gayet mutlu.
Az önce de oyunun genelinde bahsettiğim gibi FIFA 2002 aynen 98’de olduğu gibi içinde bir “Road to World Cup” seçeneği barındırıyor. Oyunun herhalde oyuncuyu kendisine en çok kilitleyen noktası da burası. Grup eleme maçlarını oynamak gerçekten eğlenceli oluyor. Yapımcılarda zaten bunu hedeflemiş, oyunun eksilerini sürükleyici seçenekler ile yamamak. Aslında çok başarılı oldukları söylenebilir. Siz finallere çıkmaya çalışırken farkında olmadan saatlerce oyunun başında kalıyorsunuz. Ama hiç heveslenmeyin maalesef FIFA 2002’de Dünya Kupası modu yok. Sanırım tarih tekerrür edecek ve 98 yılında olduğu gibi kupanın başlamasına az bir süre kala World Cup 2002 oyunu çıkacak. Ee oyun yapmak kadar bir satış stratejisi geliştirmek de önemli, EA böyle yaparak FIFA 2002’yi iki kere satmış olacak.
|
|
|